Aydın da Gezilecek Yerler - Antik Kentler


Günümüzde Efeler Diyarı olarak da bilinen Ege Bölgesinde Gezilecek Yerler arasında olan Aydın da Gezilecek Yerler - Antik Kentler hakkında olacak bu yazım.

Alabanda Antik Kenti

Alabanda Antik Kenti

Aydın şehrinin Çine ilçesi ile arasında 9 km mesafedeki Doğanyurt köyünde,  geçmişte Araphisar olarak bilinen Doğanyurt mevkisinde olan antik çağ kentidir. MÖ 4. yüzyılda henüz Helenleşmemişken bir Karya kenti idi. 

Kentin ismi de tahminen Karya dilinden gelmektedir. Alabanda antik kentinin bulunduğu yer, Araphisar Doğanyurt köyü nün bir mahallesidir. Alabanda Antik Kenti Çine Çayı’nın (Marsyas) 4 km. batısından Karadağ’ın uzantıları olan iki tepenin yamacına, kuzeyde ise Çine Ovası’na kadar yayılmıştır. Alabanda Antik Kenti’ne ulaşan yol asfalt olup, kentin ortasından geçip Alinda’ya kadar ulaşmaktadır.

Alabanda ismi Karia dilinde Ala yani at, banda ise yarış anlamına gelir ve bu kelimelerin birleşmesi ile türemiştir.Ünlü Bizanslı tarihçi Stephanos’a göre Kral Kar’ın oğlu olan Alabandos’un bir at yarışını kazanması sebebiyle şehre Alabanda isminin verildiğini iddia etmektedir.

Tralleis Antik Kenti

Tralleis Antik Kenti

Dünyanın en eski antik kentleri arasında olan Tralleis Antik Kenti,  Kestane Dağları’nın güney yamaç kısmında yer almaktadır. Geçmişte Pergamon Krallığı’na bağlı bulunan Tralleis Antik Kenti ‘nin günümüze kadar gelen; üç gözlü yapısı, antik çağda spor, eğitim ve kültürün en önemli yapısı olan Gymnasium‘a ait bir kalıntısıdır.

Tralleis Antik Kenti’nin kuruluş tarihi kayıtlarda MÖ 13. yüzyıl olarak geçmektedir. Trakyalılar ve Argoslular tarafından kurulan Tralleis Antik Kenti ‘nin ismi, Tralla kentinin halkı anlamına gelen Trallaeis’ten türemiştir.

Kentin halkı anlamına gelen Luvi kökenli Tralla kelimesine -lılar manasına gelen -eis takısının eklenmesiyle meydana gelen Tralleis büyük bir kenttir. Günümüzde halen gün yüzüne çıkmamış veya çok azı çıkmış bir çok yapısı bulunan Üç Gözlü yapının çevresinde hamam, tiyatro, agora, stadium bulunmaktadır.

1883 senesinde İzmir – Aydın arasına yapılacak olan demiryolu çalışmaları sırasında Seikilos ismindeki Aydınlıya ait olan bir mezar taşı bulunur. Şuan da Danimarka Müzesi‘nde sergilenmekte olan mezar taşının üstünde, antik çağdan günümüze nadir gelebilen 13 satırlık bir yazı yer almaktadır. Seikilos’un mezar taşı üstündeki  yazının 6-11 sıralarında bir müzik eserinin sözü yazılmış ve hecelerin üzerine notalar yerleştirilmiştir. Dilerseniz Youtube’dan eseri dinleyebilirsiniz.

Priene Antik Kenti

Priene Antik Kenti

Aydın şehrinin Söke ilçesine bağlı Güllübahçe Mahallesi’nde yer alan Priene Antik Kenti, dünyadaki eski şehir planlamacılığının en güzide örneklerinden biri olarak sayılmaktadır. Söke ilçesinin 15 km güneybatısında bulunan  Priene Antik Kenti, 370 metre yükseklikteki sarp kayalık arazide olmasından dolayı denizden ve çevreden gelebilecek saldırı tehditlerine karşı tarih boyunca avantaj sağlamıştır.

Priene Antik Kenti’nin hakkındaki bilgilere tarihte ilk defa MÖ 7. Yüzyılda olan antik kaynaklarda ulaşılmış olup bu bilgilere dayanarak MÖ 2. yüzyılda kurulduğu düşünülmektedir. İyon uygarlığının bir parçası olan Priene, içlerinde Efes ve Milet’in de bulunduğu 12 İyon şehir devletinden biridir.

Priene Antik Kenti deniz ticareti ile zenginleşen Naulokhos isimli limanı, Büyük Menderes Nehri’nin taşıdığı alüvyonlar sayesinde dolarak Büyük Menderes Ovası’nın toprakları altında kalmıştır. Limanın verimli topraklarla dolması sebebiyle Priene Antik Kenti’nin önemi de büyük ölçüde ortadan kaybolmuştur. II. yüzyılda tamamen terk edilen Priene Antik Kenti’nde pek çok önemli mimari yapı yer almakta.

Priene Antik Kenti‘nin en önemli yapıları arasında Demeter Tapınağı, Athena Tapınağı (MÖ 4. yüzyıl), , Zeus Tapınağı, Mısır Tapınağı, 5.000 kapasiteli antik tiyatro, agora, bouleuterion (MÖ 150), Yukarı Gymnasion, Aşağı Gymnasion, , Büyük İskender’in evi, Bizans klisesi, nekropol ve konut alanlarını sayılabilir.

Priene Antik Kenti’nin ikisi doğuda, biri batıda olmak üzere 3 giriş kapısı bulunmaktaydı. Priene Antik Kenti’nin ana giriş kapısı olan Doğu Kapısı, taşlı kaldırımlı uzunca bir yokuş yoldan sonra ulaşılan tiyatro sokağının kuzey doğusunda yer almakta.

Afrodisias Antik Kenti

Afrodisias Antik Kenti

Afrodisias Antik Kenti Aydın şehrinin, Karacasu ilçesinde yer alan Menderes Irmağı’nın bir kolu olan Dandalaz Çayı vadisinde ve denizden tahmini 600 metre yükseklikteki bir platoda yer almakta.
Eski çağlardan günümüze kadar zarar görmeyen yapılarıyla yurdumuzun önemli arkeolojik alanlarından olan Afrodisias Antik Kenti’nin yerleşim tarihi MÖ 5000’li senelere kadar uzanmakta.

İlk başlarda küçük bir köy olan Afrodisias Antik Kenti, vadideki şehirleşme ile gelişmeye başlamış, MÖ II. yüzyılda 1 kilometrelik alana yayılan bir kent olarak yeniden yapılanmış ve 15.000 kişinin yaşadığı bir kent devleti halini almıştır.

Afrodisias Antik Kenti, III. yüzyılın sonlarında Roma İmparatorluğu’nun Karia eyaletinin başkenti halini alır. Roma İmparatorluğu’nun bölünmesi ile önce Doğu Roma, sonra da Bizans’ın egemenliğinde yaşar. IV. yüzyılın ortalarına kadar gelişimini sürdüren Afrodisias Antik Kenti, VI. yüzyıldan itibaren Vizigot ve Arap akınlarının meydana getirdiği siyasi, dini ve ekonomik sıkıntılar sebebiyle önemini kaybeder. VII. yüzyılda meydana gelen deprem sonrasın da bir daha inşa edilemez hal alır.

Bölge, XI. yüzyıldan sonra Selçukluların eline geçer; Karacasu toprakları Türkmen boylarınca yerleşim olarak kullanılır. İlerleyen zamanlar da küçük bir kasabaya dönüşen Afrodisias, XII. yüzyılda tamamen terk edilir.

Miletus ( Milet) Antik Kenti

Miletus ( Milet) Antik Kenti

Aydın’ın, Didim İlçesi Balat köyünde bulunan  Miletus ( Milet) Antik Kenti’nin geçmişi cilalı taş devrine kadar dayandığı düşünülür. Arkaik dönemde denizcilik ile parlamış olan Miletus ( Milet) Antik Kenti, Ege’deki suların yükselmesi , Büyük Menderes Nehri’nin ağzının çoğu kez  değişmesi ve toprakların alüvüyonlarla dolması sonucu ile kentin Ege Denizi ile bağlantısı kesilmiştir. 

Günümüzde denizden oldukça içeride kalan Miletus ( Milet) Antik Kenti’nin, akılcı düşüncenin, geometrinin, astronominin ve felsefenin temellerinin atıldığı yer olarak bilinir.

Milet adı mitolojik açıdan Apollon ile alakalıdır. Miletus, Apollo ve Minos’un kızı Akakallis’in oğludur. Akakallis babasının gazabından korunmak için Miletus’u ormanda saklar.Apollo da dişikurt’a onu beslemesi için emir verir. Miletus kurtlarca büyütülür.  Sonra ise bir çobanın Miletus’u bulduğunu ve evine getirilip büyüttüğü söylenir. Miletus yetişkin olduğunda Girit’i terk edip Karia gelir. Menderes nehrinin kızı Kyane ile evlenir ve Miletos Kenti’ni kurar. Miletus adının da buradan geldiği söylenmektedir.


Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.