Denizli de Gezilecek Yerler - Antik Kentler

Ege Bölgesi gezilecek yerler arasında yer alan denizli de gezilecek yerler yazımın şimdiki konusu denizli deki antik kentlerdir. Denizli geçmişten günümüzde dek gelen antik kentleri ile ege de gezilecek yerler arasında öne çıkmaktadır.

Hierapolis Antik Kenti


Hierapolis Antik Kenti

Denizli şehrinin 18 km kuzeyinde, İç Anadolu’yu Akdeniz ile birbirine bağlayan yolda bulunan Lykos Nehri Vadisine sahip Hierapolis Antik Kenti, Büyük Konstantin zamanında Frigya bölgesinin başkentliğini yapmış, Bizans döneminde Piskoposluk merkezi olarak, bir çok dinsel yapıya ve tapınağa sahip olduğu için “kutsal kent” olarak geçmektedir. MÖ 133 ve MS 60’da olan depremler

Hierapolis Antik Kenti’ ni yıkıp Helenistik dokusuna zarar versede ilerleyen zamanlarda Romalılar tarafından eski haline göre yeniden inşa edilmiştir. Hierapolis Antik Kenti merkezinde şuanda bulunan kalıntılar Roma dönemindeki yapılaşmaya aittir.

 Hierapolis Antik Kenti’ nin isminin nereden geldiği hakkında kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte şöyle bir söylenti vardır; Bergama kralı 2. Eumenes tarafından MÖ II. Yüzyılın başlarında kurulduğu ve Bergama’nın efsanevi hükümdarı Telephos’un karısı olan ,aynı zamanda Amazonlar Kraliçesi Hieradan dolayı Hierapolis ismini aldığı düşünülmektedir.

Doğa ve tarihin eşsiz bir buluşmasının eseri olan şehir de, Antik dönemde hem şifalı sularından hem de Aziz Philip’ten derman arayanlardan dolayı ziyaretçi akınına uğramaktaydı. O zamanın zengin aileleri yaşamlarının son zamanlarında  Hierapolis Antik Kenti’ ne yerleşmiş ve burada ölmeyi tercih ediyorlardı. Bu sebeple Hierapolis Antik Kenti’nin nekropolü gösterişli anıt mezarlarla doludur.

Hierapolis Antik Kenti, Hıristiyanlar için ayrı bir önem arz eder. Hristiyanlığın Anadolu ve çevresinde yayılmasında önemli rolü bulunan Hierapolis Antik Kenti, aynı zamanda Hz. İsa’nın on iki havarisinden Aziz Philippus’un öldürüldüğü yerdir. Seneler sonra öldürüldüğü ve gömüldüğü yere ilk olarak bir kilise, daha sonra ise anısına bir tapınak inşa edilmiştir.

Hierapolis Bizans Kilisesi

Hierapolis Bizans Kilisesi

Hierapolis Antik Kenti, Arkeoloji literatüründe “Holy City” yani Kutsal Kent diye isimlendirilmesi, şehirde bulunan pek çok tapınak ve çeşitli dini yapının var oluşundan kaynaklanmaktaydı. Hierapolis Bizans Kilisesi, antik kentin ana caddelerine arasında yer alan Sütunlu Cadde ve Erken Bizans Sur Duvarının kuzeyinde yer almaktadır.

Hierapolis Caddesi üzerine inşa edilmiş olan Hierapolis Bizans Kilisesi epey görkemli bir yapıya sahiptir. Hierapolis Bizans Kilisesi’nin inşası MS 5. ve 6. yüzyıla aittir. Ancak çeşitli düzenlemelerle MS 10. yüzyıla kadar kullanılmıştır. Hierapolis Bizans Kilisesi’ nin kuzey duvarında iki azizin betimlendiği bir fresk bulunmaktadır.

Cehennem Kapısı

cehennem kapısı

Cehennem Kapısı “Pluto’s Gate” yada “Ploutonion” ismiyle  tanınan mağara Hierapolis’te yer almakta. Cehennem Kapısı, Tanrı Plouton ile eşi Persophone’nin hükmettiği yeraltı dünyasının giriş kapısı olarak kabul edilmektedir. Rivayetlere göre Hades’in bu ölüm kapısından geçip sağ çıkanların suçlarının affedildiği anlatılmakta.

Mağara içinden sızan karbondioksit gazı ile boğulan hayvanlar,rahipler tarafından kurban edilmekteydi. Mağaradan, içine girenlerin kısa zaman da ölümüne yol açacak kadar yoğun bir gaz sızıntısı olduğundan kapı günümüzde kapalı.

Hierapolis Apollon Tapınağı

Hierapolis Apollon Tapınağı

Cehennem Kapısı Plutonium’un yanındaki kutsal alan , Apollon Tapınağı’ dır. Apollon Tapınağı, eski ve dini mağara olarak nitelenen Plutonion üzerine kurulmuş. Mitolojik hikayelerde ise Apollon’un bölgenin ana Tanrıçası Kybele ile bu tapınakta buluştuğu anlatılmakta. Günümüzdeki kaynaklar, Ana Tanrıça Kybele rahibinin bu mağaraya indiğini ancak zehirli gazdan etkilenmediğini yazmakta.

Hierapolis Apollon Tapınağı, temenos duvarı ile çevrili kutsal alan içinde yer almakta. Hierapolis Apollon Tapınağının arkasında bulunan merdivende, Apollon Tapınağından alınan parçalar, sütun gövdeleri, başlıklar, kaideler ile doldurulan bir alan mevcut. Halen restorasyon çalışmasını sürdüren İtalyan kazı heyeti, Hierapolis Apollon Tapınağında ki sütunları yerleştirerek tekrar tapınağı ayağa kaldırmayı istiyor.

Hierapolis Antik Tiyatro

Hierapolis Antik Tiyatro

Hierapolis Antik Kenti  içinde yer alan Hierapolis Antik Tiyatrosu MS. 60 yılında meydana gelen büyük deprem sonrasında MS 62 senesinde yapımına başlanan tiyatronun inşası MS 206 senesinde tamamlanmıştır. Hierapolis Antik Tiyatro’da yer alan sütunlar içinde dönemin estetiğini anlatan heykeller bulunmaktadır. Hierapolis Antik Tiyatro’nun sahnesinin önemli kısmı hâlâ ayaktadır.

Hierapolis Antik Tiyatro sahnesinde ve çevresindeki  kabartma frizlerde Apollon ve Artemis’in doğuşundan, tanrılar ve devler arasında yaşanan savaşlara kadar pek çok mitolojik olayın tasviri yer almaktadır.

Hierapolis Antik Tiyatro’sunun manzarası da kendi kadar eşsiz ve güzeldir. Pamukkale’ye ve Hierapolis Antik Kenti’ne hakim bir tepeye kurulan tiyatrodan manzarayı izlemek o dönemlerde ne tür etkinlikler yapıldığını hayal etmek müthiş bir duygu.

Kleopatra Havuzu

Kleopatra Havuzu

Ünlü Romalı komutan Marcus Antonius’un Mısır Kraliçesi Kleopatra için yaptırdığı düşünülen Kleopatra Havuzu 7. yüzyılda meydana gelen deprem sonucunda harabe haline gelmiştir. Deprem sonrasında oluşan ve içinde tarihi sütun başlıkları ve mermer parçaları ile etkileyici bir görünüme sahip olan havuzun içinde 2 bin yıllık tarihi eserlerin arasında yüzüyorsunuz. Günde tahmini 2 bin kişinin girdiği Kleopatra Havuzu’nun suyu her mevsim de 36 derece.

Kleopatra Havuzu, suyun sıcaklığı sebebi ile rahatlatıcı bir etkiye sahiptir. Ayrıca pek çok hastalığın tedavisi konusunda da yararlı olduğu düşünülmektedir.

Kısacası; Hierapolis Antik Kenti‘nde 1957 senesinde İtalyan kazı heyeti tarafından başlanan kazı ve restorasyon çalışmaları halen devam etmektedir.


Tripolis Antik Kenti

Tripolis Antik Kenti

Tripolis Antik Kenti; Denizli şehri merkezine 40 km. uzaklıkta olan Buldan İlçesi’nin, Yenicekent Kasabası ile Menderes Nehri arasında  yer alan yamaç üzerinde kuruludur.

Tripolis Antik Kenti, kuzeye ve batıya açılan vadilerle Ege’ye güneydoğusunda bulunan Çürüksu Ovası ve  vadileri ile İç Anadolu ve Akdeniz’e ulaşımı olan antik kentlerden birisidir. Tripolis Antik Kentinin güneyinde Çürüksu Vadisi’nde kurulu olan çağdaşı Laodikeia’ya 30 km. , Hierapolis’e ise de 20 km. uzaklıktadır.

Tripolis Antik Kentinin ilk kuruluşu hakkında kesin bilgiler yoktur. Fakat kaynaklarda Tripolis’in ilk isminin Apollonia olduğu daha sonrasında Geç Helenistik Dönem de Tripolis olarak değiştirildiği ve ilk kuruluşunun Lidya Devleti döneminde olduğuna ilişkin belgeler bulunmaktadır.

Tripolis, Lidya Şehirleri içinde bulunmasına rağmen Frigya ve Karya bölgelerine ulaşımı sağlayan önemli sınır, ticaret ve tarım merkezlerinden biridir. Menderes Nehri ile Çürüksu Çayı’nı içinde bulunduran, Çürüksu Ovası’nın büyük bir bölümüne sahip kentlerden biri olmasıyla, kuruluş biçimiyle ve şehircilik anlayışıyla bölgenin en zengin kentleri içinde bulunmaktadır.

Tripolis Antik Kenti ilk kuruluşu Lidyalılar döneminde olmasına rağmen, yüzeydeki kalıntılar biçim olarak Roma ve Bizans Dönemine ait mimari özellikleri ve yapı örneklerini taşımaktadır.


Tripolis Antik Kenti İ.Ö. II.yy sonları  ile İ.S. I.yy. ortalarında ve IV. Yy. ortalarında birçok deprem ve savaşlara ev sahipliği yaptığından dolayı çok tahrip olmuştur. Kent en görkemli zamanını Roma devrinde yaşamıştır. Kentin Ana Cadde’sinde 1993 senesinde Müze Müdürlüğü’nce kazı yapılmış, ayrıca kazı çalışmalarına 2007 yılında tekrardan  başlanmıştır.

Laodikeia Antik Kenti

Laodikeia Antik Kenti

Laodikeia Antik Kenti, Denizli şehrinin 6 km. kuzeyinde yer almaktadır. Kent coğrafi bakımdan çok uygun bir konumda Lykos ırmağının güneyinde kurulmuştur. Kentin adı antik kaynaklarda daha çok “Lykos'un kıyısındaki Laodikeia” şeklinde geçmekte. Farklı antik kaynaklara göre, kent MÖ. 261-263 seneleri arasında II. Antiokhos tarafından kurulmuş ve kente Antiokhos'un karısı Laodike'nin ismi verilmiştir.

Laodikeia Antik Kenti, MÖ. I. yüzyılda Anadolu'nun en önemli ve ünlü kentlerinden biriydi. Kentteki büyük sanat eserleri de bu zamana aittir. Romalılar da Laodikeia'ya özel bir değer göstermişler  ve Kıbyra (Gölhisar-Horzum) Conventus'unun merkezi yapmışlardır.

İmparator Caracalla döneminde Laodikeia'da bir seri kaliteli sikke basılmıştır. Laodikeia halkının çabalarıyla kentte pek çok anıtsal yapı yapılmıştır. Küçük Asia'nın 7 ünlü kilisesinden birinin bu kentte bulunması, Hıristiyanlığın kentte ne kadar önemli olduğunun göstergesidir. MS. 60 senesinde meydana gelen çok büyük bir deprem kenti yok etmiştir.


Bu yazımda siz değerli okuyucularıma denizli de gezilecek yerleri anlattım. Umarım yolunuz düşer ve gezme keşfetme fırsatına sahip olursunuz.

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.